Blogun amacı

Bu blog, felsefe bölümünde verdiğim "insan felsefesi" adlı dersin içeriğinin kısa bir özetinden oluşmaktadır, bu nedenle hedef kitlesi öncelikle dersi alan öğrenciler olmakla birlikte felsefeye gönül veren herkes bize katılabilir...

8 Mayıs 2012 Salı

9. DERS: Kafka ve modern bireyin toplum içindeki trajedisi

• Kafka Dönüşüm adlı romanında hangi felsefi sorunlara gönderimde bulunur?
• Gregor ve ailesi neyi sembolize eder?
• Kafka dönüşümün öznesi olarak niçin böceği seçmiştir?
• Kafka’nın kahramanın ismini niçin Gregor Samsa olarak seçmiştir?

Kafka denince ilk akla gelen onun edebiyatçı kimliğidir, ona felsefe tarihi kitaplarında rastlamayışımız, onun bir filozof olarak ele alınamayacağını ve felsefi sorunlarla ilgilenmediğini göstermez. Dönüşüm adlı kitabında Kafka, sözde modern bireyin toplum içindeki yaşamında ortaya çıkan çelişkileri, ‘birey’ ve ‘toplum’ karşıt terimleri çerçevesinde yorumlayarak temel felsefi sorunlardan olan yabancılaşma, baş kaldırı, özgürlük ve varoluş konularına odaklanır. Kafka, felsefi bir antropoloji ortaya koyma çabasında olmasa da, 20.yüzyılda insanın durumuyla ilgilenir.
Peki Kafka niçin dünyaya ve çevresine bir böceğin gözüyle bakma ihtiyacı duymuştur? Bu ironik ve nükteli seçim, modern toplumun bireyi için son derece gerçekçidir aslında. Dönüşüm, sürünün bir parçası olarak toplumun kurallarına sorgusuz sualsiz itaat eden modern bireyin, kendi varoluşunun anlamını ve niçin bu dünya üzerinde olduğunu sorusunu kendine sormayı unuttuğu gerçeğiyle yüzleşmesinin hikayesidir. Gregor Samsa’nın başına gelen dönüşüm, otoriteye ve köle- efendi ahlakına dayanan hiyerarşik ilişkileri aileden başlayarak yansıtır. Gregor’un ailesi toplumu sembolize derken, metamorfozdan önceki Gregor, kendini ailesinin geçimine adamış bir otomatı, metamorfozdan sonraki Gregor yani böcek ise yabancılaşmış kimliğine başkaldıran gerçek bir tekil bireyi sembolize eder. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yabancılaşmanın böceğe dönüşüm ile başlamadığı, tam da bu dönüşümün kendisinin daha önceki yabancılaşmanın zorunlu bir sonucu olduğudur. Böceğe dönüşüm, Gregor’un önceki yaşamının zincirlerinden koparak özgürleşme sürecini anlatır. Gregor zaten toplum tarafından bir böceğe indirgenmiştir, dolayısıyla bu hikaye “böcek gibi hissediyorum”dan, “böceğe dönüştüm”e doğru yol alır.
Sadece ailesinin maddi geçimine kendini adayan Gregor, kendi hislerini, ihtiyaçlarını, ideallerini arka plana atmıştır, zamanla bir makineye dönüşür ve kendine yabancılaşmaya başlar. Psikolojik yabancılaşma en nihayetinde fiziksel bir yabancılaşmaya dönüşmüştür.
Kafka’nın, yabancılaşmanın sembolü olarak kedi ya da köpeği değil fakat böceği seçmesi tesadüfi değildir. Böceğin iğrençliği, toplumda izole olmuş bağımsız insanların “ötekiliğini” gözler önüne serer. Dönüşüm, ironik bir biçimde, farklı olanların toplum tarafından nasıl ötekileştirildiğini, efendi- köle ahlakına göre kalıba sokulduğunu ya da asimile edildiğini gösterir. İnsanların ötekileri nasıl acımasızca yargıladığını, dışladığını, haklı haksız düşünmeden kategorize ettiğini, başkalarının nasıl cehennem olduğunu gösterir.
Ayrıca Dönüşüm, sadece Gregor’un başına gelen bir şey olarak karşımıza çıkmaz, tüm aile fertleri de Gregor ile birlikte bir dönüşüm içine girerler. Gregor’un kız kardeşinin, evin maddi yükünü üstlenmesi ile başlayan serüveni, sistemin sürekliliğini nasıl sağladığına çok güzel bir örnektir. Sistem bireylerin otonomluğunu makinenin değiştirilebilir parçalarına indirger, tıpkı bir yedek parça gibi, bozulan bir insanın yerine bir diğeri geçebilir. Sistem böylece devam eder, Grete tüm bunlardan habersiz geçirdiği dönüşümün memnuniyetini yaşarken, sonunun Gregor gibi yabancılaşma olacağının farkında bile değildir. Grete, bir yedek parça gibi Gregor’un yerine geçtiğini fark edemez. Bu nedenle burjuva toplumu insanların birbirlerine benzemelerini ister, onların farklılıklarını asimile ederek birörnekleştirir. Önemli olan sistemin devam edişidir, kimin bir öncekinin yerine geçtiği değildir. Grete’in elde ettiğini sandığı özgürlük bir yanılsamadan ibarettir. Modern toplumdaki çıkar ilişkileri özneyi nesneye indirger.
Gregor’un geçirdiği dönüşüm, onun önceki hayatında yaşadığı yabancılaşmadan kurtuluşu, toplum tarafından yazılan kaderine başkaldırışıdır. Dönüşüm, burjuva toplumunun bireyi hapseden sosyo-ekonomik taleplerinin karşı bir tepkidir. Modern toplumda pek çok insanın bir böcek gibi yaşadığı gerçeğini dile getirir.
Kafka’nın kahramanının adını Gregor Samsa olarak seçmesi de tesadüfi değildir. ‘Samsa’ sözcüğü bize ilk olarak Upanişadlar’da, sonra da Schopenhauer’ın yazılarında karşımıza çıkan “Samsara” terimini hatırlatır. Hinduizm’in ve Budizm’in temel yaklaşımı olan samsara; özlem, acı, hastalık, ölüm ve yeniden doğuşu temsil eder, kimi zaman gezi, yolculuk ve kölelik şeklinde de çevrilir. Gregor’un yaşamı samsarayı özetler niteliktedir. Gregor daha iyi bir işin özlemini çeker, istediği gibi yaşayamadığı için acı çeker, hastalıklı bir yapısı vardır, dönüşümü ölümü olurken, böcekliği yeniden doğuşu olmuştur, gezici bir satıcıdır, ailesine adadığı yaşamın kölesidir, babasının kölesidir, patronunun kölesidir.
Romanda Kafka’nın dikkat çektiği başka bir nokta da güç ve kontrol ilişkilerine dayalı ilişikleri sunmanın bir aracı olarak alegorik biçimde kullandığı sadomazoşist motiflerdir. Romanda gizlenen sadomazoşik öğeler, öznelerin birbirleriyle asla eşitlermiş gibi ilişki kurmadıklarını gösterir. Sadomazoşizm, egemenlik -itaat ilişkilerinin temelindedir. Burada bu öğeler, alegorik biçimde cinsellikten çok ahlaki ikilemleri belirtmek için kullanılmıştır. Egemenlik ve itaat ilişkilerini Kafka, Gregor ile ailesi arasında dönüşümden önce ve sonra yaşanan ahlaki problemleri vurgulamak için kullanır. Grete, aktif sadist, Gregor ise mazoşisttir. Kafka sadomazoşist motifleri, rekabet toplumundaki sosyal değişikliklerin sebep olduğu kaygıları belirtmek için kullanır.
Dönüşüm, modern insanın durumunu yansıtır. Modern hayat, iş, eğitim insanları robotlaştırır. Öznel kararların ve seçimlerin arkasında yer alan düşünüm ve duygulanımları sosyal kodlara indirger ve varoluşu eritir.
Dönüşüm, otomat haline gelen bir insanın çevresine ve kendisine yabancılaşmasını ve böceğe dönüşmesiyle farkına vardığı varoluşunu ve özgürleşmesini ironik biçimde anlatan bir felsefi eserdir. Modern toplumun bireyi nasıl sürünün bir parçası haline getirdiğini ve sürüden ayrılanı nasıl dışladığını anlatır. Kafka, hiç gerçekçi olmayan bir metamorfozla çok da gerçek bir olguyu, her gün milyonlarca insanın başına gelmekte olan ama farkına varılmayan yabancılaşma olgusunu anlatır

Hiç yorum yok: